Ömer Nasuhi Bilmen: En`âm  Suresi 99. Ayet Meali

  • وَهُوَ
  • ٱلَّذِىٓ
  • أَنزَلَ
  • مِنَ
  • ٱلسَّمَآءِ
  • مَآءً
  • فَأَخْرَجْنَا
  • بِهِۦ
  • نَبَاتَ
  • كُلِّ
  • شَىْءٍ
  • فَأَخْرَجْنَا
  • مِنْهُ
  • خَضِرًا
  • نُّخْرِجُ
  • مِنْهُ
  • حَبًّا
  • مُّتَرَاكِبًا
  • وَمِنَ
  • ٱلنَّخْلِ
  • مِن
  • طَلْعِهَا
  • قِنْوَانٌ
  • دَانِيَةٌ
  • وَجَنَّٰتٍ
  • مِّنْ
  • أَعْنَابٍ
  • وَٱلزَّيْتُونَ
  • وَٱلرُّمَّانَ
  • مُشْتَبِهًا
  • وَغَيْرَ
  • مُتَشَٰبِهٍ
  • ۗ
  • ٱنظُرُوٓا۟
  • إِلَىٰ
  • ثَمَرِهِۦٓ
  • إِذَآ
  • أَثْمَرَ
  • وَيَنْعِهِۦٓ
  • ۚ
  • إِنَّ
  • فِى
  • ذَٰلِكُمْ
  • لَءَايَٰتٍ
  • لِّقَوْمٍ
  • يُؤْمِنُونَ
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve o Hâlik-ı Kâdir´dir ki, gökten su indirmiştir. Sonra o su ile herşeyin nebatını çıkardık, sonra ondan da yeşil fidanlar çıkarıverdik. Fidanlardan biribiri üzerine binmiş başaklar çıkarıyoruz. Ve hurma ağacından, onun tomurcuğundan da yakın salkımlar çıkardık. Ve üzüm bahçeleri ve biribirine benzeyen ve benzemeyen zeytin ve nar çıkardık. Bakınız! Herbirinin meyve verdiği vakit meyvesine ve kemale erişine. Şüphe yok ki, bunda imân eder olan bir kavim için birçok âyetler vardır.