Ömer Nasuhi Bilmen: Âli İmrân  Suresi 167. Ayet Meali

  • وَلِيَعْلَمَ
  • ٱلَّذِينَ
  • نَافَقُوا۟
  • ۚ
  • وَقِيلَ
  • لَهُمْ
  • تَعَالَوْا۟
  • قَٰتِلُوا۟
  • فِى
  • سَبِيلِ
  • ٱللَّهِ
  • أَوِ
  • ٱدْفَعُوا۟
  • ۖ
  • قَالُوا۟
  • لَوْ
  • نَعْلَمُ
  • قِتَالًا
  • لَّٱتَّبَعْنَٰكُمْ
  • ۗ
  • هُمْ
  • لِلْكُفْرِ
  • يَوْمَئِذٍ
  • أَقْرَبُ
  • مِنْهُمْ
  • لِلْإِيمَٰنِ
  • ۚ
  • يَقُولُونَ
  • بِأَفْوَٰهِهِم
  • مَّا
  • لَيْسَ
  • فِى
  • قُلُوبِهِمْ
  • ۗ
  • وَٱللَّهُ
  • أَعْلَمُ
  • بِمَا
  • يَكْتُمُونَ
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve nifakta bulunmuş olanları açığa çıkarmak içindi. Ve onlara, «Geliniz Allah yolunda mukatelede veya müdafaada bulunun,» denildi. Dediler ki: «Biz mukateleyi bilseydik elbette size uyardık.» Onlar o gün imândan ziyâde küfre yakın bulunmuşlardı. Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. Ve Allah Teâlâ onların ne sakladıklarını tamamen bilicidir.