Hasan Basri Çantay: Neml  Suresi 40. Ayet Meali

  • قَالَ
  • ٱلَّذِى
  • عِندَهُۥ
  • عِلْمٌ
  • مِّنَ
  • ٱلْكِتَٰبِ
  • أَنَا۠
  • ءَاتِيكَ
  • بِهِۦ
  • قَبْلَ
  • أَن
  • يَرْتَدَّ
  • إِلَيْكَ
  • طَرْفُكَ
  • ۚ
  • فَلَمَّا
  • رَءَاهُ
  • مُسْتَقِرًّا
  • عِندَهُۥ
  • قَالَ
  • هَٰذَا
  • مِن
  • فَضْلِ
  • رَبِّى
  • لِيَبْلُوَنِىٓ
  • ءَأَشْكُرُ
  • أَمْ
  • أَكْفُرُ
  • ۖ
  • وَمَن
  • شَكَرَ
  • فَإِنَّمَا
  • يَشْكُرُ
  • لِنَفْسِهِۦ
  • ۖ
  • وَمَن
  • كَفَرَ
  • فَإِنَّ
  • رَبِّى
  • غَنِىٌّ
  • كَرِيمٌ
  • Hasan Basri Çantay: Nezdinde kitabdan bir ilim olan (zât). «Ben, dedi, gözün sana dönmeden (gözünü yumub açmadan) evvel onu sana getiririm». Vaktaki (Süleyman) onu yanında durur bir halde gördü, «Bu, dedi, Rabbimin fazl (-u lutf) ündendir. Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim, beni imtihan etdiği içindir (bu). Kim şükrederse kendi fâidesinedir. Kim de nankörlük ederse şübhe yok ki Rabbim (onun şükründen) tamamen müstağnidir, (hem O) hakkıyle kerem saahibidir».