Sâd  Suresi 60. Ayet Meali
    
    
    
		
  
    Your browser doesn’t support HTML5 audio
   
 
قَالُوا۟ بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًۢا بِكُمْ ۖ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ ٱلْقَرَارُ 
 
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- bunu önümüze getirdiniz
-  ق د م
- قَدَّمْتُمُوهُ
 
         
                                                 
                            Diyanet İşleri Başkanlığı:
                             O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der. 
                                                 
                            Ali Fikri Yavuz:
                             (Yardakçılar elebaşlarına şöyle) derler: “- Hayır, asıl siz rahatlık görmeyin. Bu azabı bizim önümüze siz getirdiniz. Bakın ne kötü karargâh!” 
                                                 
                            Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
                             (Bu topluluk): «Hayır, asıl size rahatlık yok, bunu bize siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!» derler. 
                                                 
                            Elmalılı Hamdi Yazır:
                             (Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: «Hayır, asıl size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakın o ne kötü yatak!» 
                                                 
                            Fizilal-il Kuran:
                             Toplulukta bulunanlar ise; «Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bizi buraya getiren sizsiniz, ne kötü bir duraktır» derler. 
                                                 
                            Hasan Basri Çantay:
                             (Tâbi´ olanlar rüesâya) derler: «Hayır, siz, asıl rahat (huzur) görmeyin. Bunu bizim önümüze siz getirdiniz. (Bakın) ne çirkin durum»!  
                                                 
                            İbni Kesir:
                             Dediler ki: Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin. Bizi buraya siz sürdünüz. Ne kötü bir duraktır burası. 
                                                 
                            Ömer Nasuhi Bilmen:
                             (59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.» 
                                                 
                            Diyanet Vakfı:
                             (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler. 
                                                 
                            Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
                             (59-60) Şu: bir alay maıyyetinizde göğüs germiş; onlara merhaba yok, çünkü onlar Cehenneme salınıyorlar. Hayır derler size merhaba yok, onu bize siz takdim ettiniz, bakın ne fena yatak. 
                                                 
                            Tefhim-ul Kuran:
                             (Onlara uyanlar) Derler ki: «Hayır, sizler; asıl size merhaba yok. Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak.»