Tefhim-ul Kuran: Talâk  Suresi 2. Ayet Meali

  • فَإِذَا
  • بَلَغْنَ
  • أَجَلَهُنَّ
  • فَأَمْسِكُوهُنَّ
  • بِمَعْرُوفٍ
  • أَوْ
  • فَارِقُوهُنَّ
  • بِمَعْرُوفٍ
  • وَأَشْهِدُوا۟
  • ذَوَىْ
  • عَدْلٍ
  • مِّنكُمْ
  • وَأَقِيمُوا۟
  • ٱلشَّهَٰدَةَ
  • لِلَّهِ
  • ۚ
  • ذَٰلِكُمْ
  • يُوعَظُ
  • بِهِۦ
  • مَن
  • كَانَ
  • يُؤْمِنُ
  • بِٱللَّهِ
  • وَٱلْيَوْمِ
  • ٱلْءَاخِرِ
  • ۚ
  • وَمَن
  • يَتَّقِ
  • ٱللَّهَ
  • يَجْعَل
  • لَّهُۥ
  • مَخْرَجًا
  • Tefhim-ul Kuran: Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid yapın. Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah´a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir. Kim Allah´tan korkup sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;