Ömer Nasuhi Bilmen: Hûd  Suresi 116. Ayet Meali

  • فَلَوْلَا
  • كَانَ
  • مِنَ
  • ٱلْقُرُونِ
  • مِن
  • قَبْلِكُمْ
  • أُو۟لُوا۟
  • بَقِيَّةٍ
  • يَنْهَوْنَ
  • عَنِ
  • ٱلْفَسَادِ
  • فِى
  • ٱلْأَرْضِ
  • إِلَّا
  • قَلِيلًا
  • مِّمَّنْ
  • أَنجَيْنَا
  • مِنْهُمْ
  • ۗ
  • وَٱتَّبَعَ
  • ٱلَّذِينَ
  • ظَلَمُوا۟
  • مَآ
  • أُتْرِفُوا۟
  • فِيهِ
  • وَكَانُوا۟
  • مُجْرِمِينَ
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Sizden evvelki asırlarda yeryüzünde fesattan nehyeder bir kısım fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Ancak onlardan necâta erdirdiğimiz bir azı müstesna, ve o zulmedenler ise kendilerinin içinde bulundukları refaha (dünya varlığına) uydular ve günahkâr kimseler oldular.