Ömer Nasuhi Bilmen: Muhammed  Suresi 4. Ayet Meali

  • فَإِذَا
  • لَقِيتُمُ
  • ٱلَّذِينَ
  • كَفَرُوا۟
  • فَضَرْبَ
  • ٱلرِّقَابِ
  • حَتَّىٰٓ
  • إِذَآ
  • أَثْخَنتُمُوهُمْ
  • فَشُدُّوا۟
  • ٱلْوَثَاقَ
  • فَإِمَّا
  • مَنًّۢا
  • بَعْدُ
  • وَإِمَّا
  • فِدَآءً
  • حَتَّىٰ
  • تَضَعَ
  • ٱلْحَرْبُ
  • أَوْزَارَهَا
  • ۚ
  • ذَٰلِكَ
  • وَلَوْ
  • يَشَآءُ
  • ٱللَّهُ
  • لَٱنتَصَرَ
  • مِنْهُمْ
  • وَلَٰكِن
  • لِّيَبْلُوَا۟
  • بَعْضَكُم
  • بِبَعْضٍ
  • ۗ
  • وَٱلَّذِينَ
  • قُتِلُوا۟
  • فِى
  • سَبِيلِ
  • ٱللَّهِ
  • فَلَن
  • يُضِلَّ
  • أَعْمَٰلَهُمْ
  • Ömer Nasuhi Bilmen: İmdi kâfir olanlar ile (muharebede) karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurunuz, nihâyet onların kanlarını ziyâdesiyle döktüğünüz vakit artık bukağıyı sıkıca bağlayın, sonra da (onları) ya meccanen azad edersiniz veya bir bedel mukabilinde serbest bırakırsınız. Tâ ki, savaş ağırlıklarını atıversin. Emir böyledir. Ve eğer Allah dilese, elbette onlardan (muharebesiz de) intikam almış olurdu. Velakin bazınızı bazınız ile imtihan etmesi için, böyle savaş ile emretmiştir. Ve o kimseler ki, Allah yolunda öldürülmüşlerdir, elbette (Allah) onların amellerini zayi kılmayacaktır.