Neml  Suresi 13. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

فَلَمَّا جَآءَتْهُمْ ءَايَٰتُنَا مُبْصِرَةً قَالُوا۟ هَٰذَا سِحْرٌ مُّبِينٌ
Türkçesi Kökü Arapçası
  • ne zaman ki
  • فَلَمَّا
  • onlara gelince
  • ج ي ا
  • جَاءَتْهُمْ
  • ayetlerimiz
  • ا ي ي
  • ايَاتُنَا
  • açıkça görünen
  • ب ص ر
  • مُبْصِرَةً
  • dediler
  • ق و ل
  • قَالُوا
  • bu
  • هَٰذَا
  • bir büyüdür
  • س ح ر
  • سِحْرٌ
  • apaçık
  • ب ي ن
  • مُبِينٌ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Nitekim âyetlerimiz kendilerine gerçeği gösterecek biçimde gelince, “Bu apaçık bir sihirdir” dediler.
  • Diyanet Vakfı: Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince: «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bu şekilde ayetlerimiz, hakikatı gözlerine sokarak onlara vardığı vakit: «Bu apaçık bir büyüdür!» dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Bu şekilde âyetlerimiz onların gözleri önüne serilince, «Bu apaçık bir sihirdir» dediler.
  • Ali Fikri Yavuz: Vaktaki mucizelerimiz açık olarak onlara geldi: “- Bu meydanda bir sihirdir.” dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bu suretle âyetlerimiz hakıkati gözlerine sokarak vardığı vakıt onlara bu apaçık bir sihir dediler
  • Fizilal-il Kuran: Mucizelerimiz onların gözleri önüne serilince «Bu apaçık bir büyüdür» dediler.
  • Hasan Basri Çantay: Vaktaki âyetlerimiz böyle parlak (ve vazıh) olarak onlara geldi, «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler.
  • İbni Kesir: Ayetlerimiz böyle vazıh olarak onlara gelince; bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki, onlara âyetlerimizi, vazihen, (tarik-i hidâyeti gösterir bir halde) geldi. Dediler ki: «Bu apaçık bir sihirden ibarettir.»
  • Tefhim-ul Kuran: Ayetlerimiz onlara, gözler önünde sergilenmiş olarak gelince dediler ki: «Bu, apaçık olan bir büyüdür.»
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com