Furkân  Suresi 8. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

أَوْ يُلْقَىٰٓ إِلَيْهِ كَنزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُۥ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا ۚ وَقَالَ ٱلظَّٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَّسْحُورًا
Türkçesi Kökü Arapçası
  • yahut değil mi?
  • أَوْ
  • atılmalı
  • ل ق ي
  • يُلْقَىٰ
  • üstüne
  • إِلَيْهِ
  • bir hazine
  • ك ن ز
  • كَنْزٌ
  • yahut
  • أَوْ
  • olmalı değil mi?
  • ك و ن
  • تَكُونُ
  • kendisinin
  • لَهُ
  • bir bahçesi
  • ج ن ن
  • جَنَّةٌ
  • yiyeceği
  • ا ك ل
  • يَأْكُلُ
  • ondan (ürününden)
  • مِنْهَا
  • ve dediler ki
  • ق و ل
  • وَقَالَ
  • zalimler
  • ظ ل م
  • الظَّالِمُونَ
  • إِنْ
  • siz uymuyorsunuz
  • ت ب ع
  • تَتَّبِعُونَ
  • başkasına
  • إِلَّا
  • bir adam(dan)
  • ر ج ل
  • رَجُلًا
  • büyülenmiş
  • س ح ر
  • مَسْحُورًا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: “Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya ürününden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!” Zalimler, (inananlara): “Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz” dediler.
  • Diyanet Vakfı: Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Veya ona bir hazine bırakılsa ya da onun güzel bir bahçesi olsa da ondan yese ya!» dediler. Yine o zalimler: «Siz, yalnız büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz!» dediler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: «Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!» Bu zalimler, inananlara «Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz» dediler.
  • Ali Fikri Yavuz: Yahud O’na (gökten) bir hazine bırakılıverse (de onu harcasa, geçim derdinde olmasa), yahud güzel bir bahçesi olsa da ondan yese ya!” Hem o zalimler, müminlere dediler ki: “- Siz, ancak büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz.”
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Veya ona bir hazîne bırakılıverse, yâhud güzel bir bağçesi olsa da ondan yese ya! hem o zalimler «siz, sırf büyülenmiş bir adama tabi´ oluyorsunuz» dediler
  • Fizilal-il Kuran: Ya da kendisine bir hazine verilseydi veya ürünleri ile beslenebileceği bir bahçesi olsaydı. Bu zalimler, müminlere «Sizler, büyülenmiş, akli dengesi bozuk bir adamın peşinden gidiyorsunuz» dediler.
  • Hasan Basri Çantay: «Yahud ona (gökden) bir hazîne atılmalı, yahud onun, (meyvelerinden) yiyeceği bir bostanı bulunmalı değil miydi»? O zaalimler (kâfirler, mü´minlere) dedi ki: «Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına tâbi´ olmuyorsunuz»!
  • İbni Kesir: Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya besleneceği bir bahçe olmalı değil miydi? O zalimler dediler ki: Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına tabi olmuyorsunuz.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: «Yahut O´na bir hazine indirilmeli veya O´nun için bir bostan olmalı değil mi idi ki, ondan yiyiverse idi.» Ve zalimler dedi ki: «Siz başka değil, bir büyülenmiş adama tâbi oluyorsunuz.»
  • Tefhim-ul Kuran: «Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya ondan yemekte olduğu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?» Zulmedenler dedi ki: «Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uymaktasınız.»
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com