Ali Fikri Yavuz: Tevbe  Suresi 40. Ayet Meali

  • إِلَّا
  • تَنصُرُوهُ
  • فَقَدْ
  • نَصَرَهُ
  • ٱللَّهُ
  • إِذْ
  • أَخْرَجَهُ
  • ٱلَّذِينَ
  • كَفَرُوا۟
  • ثَانِىَ
  • ٱثْنَيْنِ
  • إِذْ
  • هُمَا
  • فِى
  • ٱلْغَارِ
  • إِذْ
  • يَقُولُ
  • لِصَٰحِبِهِۦ
  • لَا
  • تَحْزَنْ
  • إِنَّ
  • ٱللَّهَ
  • مَعَنَا
  • ۖ
  • فَأَنزَلَ
  • ٱللَّهُ
  • سَكِينَتَهُۥ
  • عَلَيْهِ
  • وَأَيَّدَهُۥ
  • بِجُنُودٍ
  • لَّمْ
  • تَرَوْهَا
  • وَجَعَلَ
  • كَلِمَةَ
  • ٱلَّذِينَ
  • كَفَرُوا۟
  • ٱلسُّفْلَىٰ
  • ۗ
  • وَكَلِمَةُ
  • ٱللَّهِ
  • هِىَ
  • ٱلْعُلْيَا
  • ۗ
  • وَٱللَّهُ
  • عَزِيزٌ
  • حَكِيمٌ
  • Ali Fikri Yavuz: Eğer siz, Peygambere yardım etmezseniz, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine eder. Hani Mekke kâfirleri onu Mekke’den çıkardıklarında, ikinin ikincisi (Peygamberin arkadaşı Hz. Ebu Bekir) ile (Sevr dağında) mağaradaydılar. O vakit Peygamber, arkadaşına şöyle diyordu: “- Mahzun olma, zira Allah’ın yardımı bizimle beraberdir.” Nihayet Allah Peygamberin (veya Ebû Bekirin) üzerine mânevi huzurunu indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla kuvvetlendirdi. Böylece küfredenlerin kelimesini (şirk dâvasını), en alçak etti. O, Allah’ın kelimesi tevhid ise, en yüksek!... Allah, (her şeye) galibdir, hükmünde hikmet sahibidir.