Ali Fikri Yavuz: Nûr  Suresi 61. Ayet Meali

  • لَّيْسَ
  • عَلَى
  • ٱلْأَعْمَىٰ
  • حَرَجٌ
  • وَلَا
  • عَلَى
  • ٱلْأَعْرَجِ
  • حَرَجٌ
  • وَلَا
  • عَلَى
  • ٱلْمَرِيضِ
  • حَرَجٌ
  • وَلَا
  • عَلَىٰٓ
  • أَنفُسِكُمْ
  • أَن
  • تَأْكُلُوا۟
  • مِنۢ
  • بُيُوتِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • ءَابَآئِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • أُمَّهَٰتِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • إِخْوَٰنِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • أَخَوَٰتِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • أَعْمَٰمِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • عَمَّٰتِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • أَخْوَٰلِكُمْ
  • أَوْ
  • بُيُوتِ
  • خَٰلَٰتِكُمْ
  • أَوْ
  • مَا
  • مَلَكْتُم
  • مَّفَاتِحَهُۥٓ
  • أَوْ
  • صَدِيقِكُمْ
  • ۚ
  • لَيْسَ
  • عَلَيْكُمْ
  • جُنَاحٌ
  • أَن
  • تَأْكُلُوا۟
  • جَمِيعًا
  • أَوْ
  • أَشْتَاتًا
  • ۚ
  • فَإِذَا
  • دَخَلْتُم
  • بُيُوتًا
  • فَسَلِّمُوا۟
  • عَلَىٰٓ
  • أَنفُسِكُمْ
  • تَحِيَّةً
  • مِّنْ
  • عِندِ
  • ٱللَّهِ
  • مُبَٰرَكَةً
  • طَيِّبَةً
  • ۚ
  • كَذَٰلِكَ
  • يُبَيِّنُ
  • ٱللَّهُ
  • لَكُمُ
  • ٱلْءَايَٰتِ
  • لَعَلَّكُمْ
  • تَعْقِلُونَ
  • Ali Fikri Yavuz: A’ma ile beraber yemek yiyene günah yoktur, topal ile yiyene bir günah yoktur, hasta ile yiyene bir günah yoktur (yahut özürlü bulunan bu üç sınıf kimsenin bekçi olarak bırakıldıkları evlerinizden ihtiyaçları kadar yemelerinde bir günah yoktur). Sizin de (çocuklarınız ve zevcelerinize ait) evlerinizden, yahud babalarınızın evlerinden, yahud annelerinizin evlerinden, yahud erkek kardeşlerinizin evlerinden, yahud kız kardeşlerinizin evlerinden, yahud amcalarınızın evlerinden, yahud halalarınızın evlerinden, yahud dayılarınızın evlerinden yahud teyzelerinizin evlerinden, yahud koruyucusu bulunduğunuzdan (yani gözetlediğiniz hayvan sütünden bağ ve bahçe mahsulünden), yahud sadık dostlarınızın evlerinden yemenizde size bir günah yoktur. Sizin topluca bir arada, yahud ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Ancak evlere girdiğiniz zaman, Allah katından meşrû olan mübarek pek hoş sağlık dileyişiyle kendinizden olanlara (müminlere, yahut evde kimse olmadığı takdirde bizzat kendinize) selâm verin. İşte Allah âyetlerini (hükümlerini) size böyle açıklıyor, olur ki anlarsınız.