Ali Fikri Yavuz: Mâide  Suresi 13. Ayet Meali

  • فَبِمَا
  • نَقْضِهِم
  • مِّيثَٰقَهُمْ
  • لَعَنَّٰهُمْ
  • وَجَعَلْنَا
  • قُلُوبَهُمْ
  • قَٰسِيَةً
  • ۖ
  • يُحَرِّفُونَ
  • ٱلْكَلِمَ
  • عَن
  • مَّوَاضِعِهِۦ
  • ۙ
  • وَنَسُوا۟
  • حَظًّا
  • مِّمَّا
  • ذُكِّرُوا۟
  • بِهِۦ
  • ۚ
  • وَلَا
  • تَزَالُ
  • تَطَّلِعُ
  • عَلَىٰ
  • خَآئِنَةٍ
  • مِّنْهُمْ
  • إِلَّا
  • قَلِيلًا
  • مِّنْهُمْ
  • ۖ
  • فَٱعْفُ
  • عَنْهُمْ
  • وَٱصْفَحْ
  • ۚ
  • إِنَّ
  • ٱللَّهَ
  • يُحِبُّ
  • ٱلْمُحْسِنِينَ
  • Ali Fikri Yavuz: Sonra bu misâklarını (ahd ve sözlerini) bozdukları içindir ki, biz, onları lânetledik (rahmetimizden kovduk) ve kalblerini kaskatı ettik. Onlar, kelimeleri (Tevrat’taki Peygambere ait vasıfları ve bazı âyetleri) yerlerinden oynatarak değiştirir tahrif ederler; ve onlar, emredildikleri hakikatlerden nasîp almayı da (Peygambere iman etmeyi) terk ettiler. İçlerinden pek azı müstesna, sen, onlardan daima bir hâinliğin farkına varıp duracaksın. Böyleyken yine onlardan suçları bağışla ve aldırma; çünkü Allah, iyilik edenleri sever.